
Normal Doğum (Vajinal Doğum)
Her doğumun kendine özgü, eşsiz bir hikayesi vardır ve doğum gerçekten mucizevi bir olaydır. Bir kadının hayatı boyunca unutamayacağı bir anıdır aslında. Normal doğum yani vajinal doğum dediğimiz de, bebeğin vajina kanalından dünyaya gelmesidir. Tıp kitaplarında term olan (37. haftayı tamamlamış) bebeğin, başı ile doğum kanalına girerek, itici güçlerin etkisiyle doğması olarak tanımlanır. İtici güçler rahmin kasılmalarıdır.
Vajinal doğumun gerçekleşmesi için birtakım koşulların sağlanması gereklidir. İlk olarak anne çatı kemiğinin bebeğin geçişine izin verecek şekilde olması gereklidir. Kadınlarda çatı kemiğinin yapısı erkeklerden farklıdır. Örnek olarak çatı kemiğinin giriş kısmı daha ovaldir ve bebeğin kafasını normalde yan olarak buraya sokmasına olanak sağlar. Yine çıkım dediğimiz kısımda da ön arka çap, erkeklere kıyasla daha uzundur. Bebek de uygun kiloda ise birtakım manevralar yapar. Vajinal doğumun gerçekleşmesi için bebeğin, başını gerçek pelvis dediğimiz kısma yan olarak sokması ardından döndürmesi ve doğarken de enseye doğru açması gerekir. Tüm bu manevraların olamadığı durumlarda eylem uzar. İkinci bir olması gereken de, rahmin yeterli kasılmaları yani yeterli sancı olmasıdır. Bazen doğum başladıktan sonra bu sancılar yeterli aralıkta ve güçte gelmeyebilir. İşte tıpta augmentasyon dediğimiz müdahale bu evrede işe yarar. Oksitosin hormonunun dışarıdan verilmesi bu kontraksiyonların gücünü sıklığını arttırır. Halk arasında ‘Suni Sancı’ olarak bilinir.
Doğumda ağrı çekilmesinin mekanizması çeşitli şekillerde açıklanmıştır. Kasılmalar ile birlikte rahim ağzında açılma başlar. Rahim duvarında incelme ile kas dokusu rölatif olarak kansız kalır. Bir nevi iskemi sonucu da ağrı oluşmaktadır.
İdeal doğum zamanı nedir?
Gebeliğin hafta olarak hesaplanması son adet tarihine göre olmaktadır. Son adet tarihine göre ortalama gebelik süresi 40 haftadır ve 37. Hafta ile 41. Hafta arasında term, yani zamanında doğum gerçekleşir. Doğum 20 ile 37. Haftalar arasında olursa erken doğum (Preterm doğum) denir. Ülkelerde farklılık göstermekle birlikte, doğumların %4-16 kadarı erken doğum olarak gerçekleşir. Yirmisekiz hafta öncesindeki doğumlara çok erken doğum denir ve bu haftalarda prematüre bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı da çok daha fazla olmaktadır.
Vajinal Doğum Her Zaman Başın Önde Gelmesi ile mi Olur?
Normal doğum bebeğin baş ile doğmasıdır. Doğum başladığında bebeğin önde gelen kısmı, baş değil de popo kısmı veya el, bacak olursa vajinal doğum sıkıntıya girer. Uygun koşullar sağlanırsa, makat ile gelen bebeğin vajinal doğumu mümkündür. Bebeğin ultrason ölçümünde kilosunun çok düşük veya çok fazla olmaması gerekir. Daha önceden bir vajinal doğum yapmışsa, bebeğin boynu fleksiyonda ise ve sezaryen doğum için başka bir gerekçe yok ise makat ile gelen bebeğin vajinal yoldan doğumu tecrübeli hekimlerce, koşulları uygun olan hastanelerde sağlanabilir.
Doğum Eyleminin Başladığını Nasıl Anlarız?
Doğum eyleminin başladığını genellikle rahim kasılmalarından, yani doğum sancılarından anlarız. Önce düzensiz olan bu kasılmalar daha çok kasıklarda hissedilir ve zaman içinde düzenli aralıklarla gelmeye başlar. Rahim kasılmaları ağrı olarak hissedilir. Ağrı aralıkları giderek sıklaşır ve rahim ağzında açılmaya yol açar. Anne adayları çoğu zaman doğumun başladığını nasıl anlayacağım diye sormaktadır. Doğum eylemi bazen düzenli (arka arkaya) gelen ağrılarla bazen de nişan veya su gelmesiyle de anlaşılabilir.
Gebeliğin son haftalarında Braxton Hicks kontraksiyonları dediğimiz yalancı doğum ağrıları olabilir. Karında sertleşme ile hissedilen bu kasılmalar genellikle ağrısızdır ve günde 3-5 i geçmez. Gerçek doğum sancıları ise arka arkaya gelir ve giderek aralıkları kısalır.
Doğumun evreleri nelerdir?
Doğum eylemi üç evrede incelenir. Birinci evrede ağrılar başlar ve rahim ağzı açıklığının tam olması yani yaklaşık 10 cm olması ile sona erer. Birinci evrenin latent fazında sancılar düzensizdir ve bu faz özellikle ilk doğumlarda 12-18 saate uzayabilir. İkinci üçüncü doğumlarda bu faz genelde daha hızlıdır. Birinci evrenin aktif fazında, rahim ağzı açıklığı genellikle 3 ila 5 cm olmuştur ve sancılar çok daha sık gelir. Doğumun ilerlemesi zaman içinde rahim ağzı açıklığındaki artış ve bebeğin başının inmesiyle olur. Bunun anlaşılması için de belli aralıklar tuşe dediğimiz vajinal muayene yapılmaktadır. Vajinal tuşede ağrı olmaz ve yapılan muayenelerin anneye veya bebeğe bir zararı bulunmamaktadır.
Doğumun ikinci evresi bebeğin doğduğu evredir. Tam açıklık olduktan sonra, annenin ıkınma manevrası ile bebeğin başı iyice aşağıya itilir. Önce baş ardından omuzlar ve tüm vücut doğar. Zamanında ve yeterli ıkınma bebeğin doğması için çok önemlidir. Bu aşamada anne doktor ve ebe ile iş birliği içinde olmalıdır.
Üçüncü evrede bebeğin plasentası yani eşi doğar. Plasentanın ayrılması genelde kendiliğinden olur. Yarım saatlik zamanda kendiliğinden ayrılmadıysa doktorun müdahalesi gerekir. Elle halas denilen bu işlemin, genellikle anestezi altında yapılması tercih edilir.
Normal doğum ağrılı mıdır? Ağrı yönetimi nasıl yapılmalıdır?
Normal doğum sırasında rahim kasılmaları ile kas dokusu oksijensiz kalmakta ve ağrı ile sonuçlanmaktadır. Doğum ağrıları ile başetmede en önemli unsur, anne adayının kendini psikolojik olarak doğuma hazırlamasıdır. Bebeğine kavuşmayı düşünen anne birtakım nefes manevraları ile de kolaylıkla ağrının üstesinden gelebilir.
Prenses Doğum Nedir?
Prenses Doğum halk arasında ağrısız doğum olarak da bilinir. Vajinal doğum sırasında epidural anestezi ile belden bir iğne yapılması suretiyle ağrı kontrolü yapılır. Aktif doğum fazında, rahim ağzı açıklığı 3-4 cm iken anestezi doktoru tarafından bele bir iğne yapılmaktadır. Bel boşluğuna takılan kateterden verilen ilaçla ağrılar hissedilmez ya da çok az hissedilir. Gerektiği taktirde doz tekrarı yapılabilmektedir.
Epidural anestezi ile doğumu konforlu bir şekilde yapmak mümkündür. Eğer anne adayı bu yöntemi isterse kendi doktorunu önceden bilgilendirmelidir.
Doğumda yemek içmek serbest midir?
Doğum eylemi başladıktan ve ağrılar sıklaştıktan sonra ağızdan sıvı dışında yiyecek alınması bulantıya yol açabilir. Ayrıca oluşacak acil bir durumda sezaryen doğuma karar verilmesi gerekebilir. Sezaryen ile doğumda midenin dolu olması tercih edilmez. Bu sebeplerle anne adayına ağrıların sıklaşmasından sonra genellikle yemek verilmez. Ağzın kurumaması için ıslak pamuk emdirilmesi güzel bir seçenektir. Hastanelerde doğum sırasında damar yolunun açık olması, gerekirse sıvı açığının serum ile desteklenmesi gerekir.
Doğumda fiziksel aktivite doğumu kolaylaştırır mı?
Doğum sancıları sırasında ayakta durmak, yürümek, pilates topu ile esneme yapmak genellikle doğumu da kolaylaştıran aktivitelerdir. Doğumda bilen bir kişi tarafından sırtın alt kısmına yapılan masaj, hem anneyi rahatlatır hem de ağrı kontrolüne destek olur.
Epizyotomi Nedir? Neden Açılır?
Bebeğin kafasının dışarıya çıkması esnasında perine, yani dış genital bölge esneyerek başa izin verir. Ancak bu aşamada perinede istenmeyen yırtıklar meydana gelebilir. Bu yırtıklar düzensizdir ve onarılması da zordur. Hatta bazen, geri dönüşü olmayan komplikasyonlar ile sonuçlanabilir. Başın çıkışına izin vermek ve kolaylaştırmak için doğumun ikinci aşamasında perineye epizyotomi dediğimiz kesi yapılır. Bu işlem doğumun ikinci evresini hızlandırır ve yorulan anneye yardımcı olur. Epizyotomi kesisinin onarımı çok daha kolaydır ve kan kaybı fazla olmaz. Yapılan çalışmalarda bu kesinin ileriki yaşamda kadın hayatını çok etkilemediği gösterilmiştir.
Epizyotomi Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?
Perine bölgesi çok iyi kanlanan bir bölgedir. Burada yapılan kesi, hekim kontrolünde olduğu için onarımı da daha kolaydır. Kanlanan dokularda iyileşme de hızlı olur. İlk birkaç gün dikiş yerlerinde şişlik, morluk, hassasiyet ve hafif ağrı görülebilmektedir. Ancak popo tarafına vuran şiddetli ağrı durumunda hekim bilgilendirilmelidir. Dikiş materyalleri genellikle alınması gerekmeyen, kendi emilenlerden seçildiği için dikişleri almaya gerek yoktur. Bazı durumlarda hekim pansuman için önerilerde bulunabilir. Genel temizlik, her zaman önden arkaya su ile yapılmalıdır. Kabızlığın önlenmesi, pedlerin sık değiştirilmesi ve yara yerinin kuru tutulması önemlidir. Doğum sonrası ilk günlerde ani zorlayıcı bacak hareketlerinden kaçınmak gerekir. Dikiş yerleri 10 gün ile iki hafta arasında genellikle iyileşme gösterir.
Vakum Forseps Hangi Durumlarda Kullanılır?
Doğumun ikinci aşamasında bazı durumlar vardır ki, bebeği hızlıca çıkarmak gerekir. Ya da anne yorulduğu için ıkınamaz ve başın çıkımda daha fazla kalması sakıncalıdır. Bebeğin kalp atımlarında düşme olabilir. Yani tıbben gerekli durumlarda doğumu kolaylaştıran, bebeğin başının çıkarılmasında vakum veya forseps gibi aletler de kullanılabilmektedir. Müdahaleli doğum da dediğimiz bu tür doğumların bazı olumsuz etkileri olabilmektedir. Vakum kullanıldığında bebeğin başında yüzünde hafif morluklar, kafa derisinin altında kanama olabilmektedir. Forseps kullanımında da fasyal sinirin basısına bağlı paralizi görülebilmektedir. Günümüzde ancak zorunlu kalındığında kullanılan bu müdahalelerin hayat kurtardığı da unutulmamalıdır.
Doğum sonrasında neler yapılır?
Bebeğin doğmasını takiben bebek çocuk doktoruna teslim edilir. İlk bakımı yapıldıktan sonra bebek annenin göğsüne yatırılır. Tentene temas bebek ile anne arasındaki ilişkinin gelişmesini sağlar. Anne sütünün de gelmesi bu temas ile hızlanır. Hatta bebeğin anne memesine yerleştirilmesi, meme başının uyarılmasıyla ‘Oksitosin’ denilen hormonun salgılanmasını sağlayacaktır. Oksitosin hormonu doğumdan sonra rahim kasılmalarını arttırır ve kanama miktarı da daha az olur.
Bebeğin eşinin de ayrılması sonrasında annenin vajina kanalı incelenir. Olası bir yaralanma, kanama araştırılır. Epizyotomi dediğimiz vajinal kesi yapılmış ise onarımı yapılır. Rahim ağzı kontrolü de yapılır. Rahim kasılması bu aşamada olması gereken bir durumdur. Gebeliğin sonunda rahme giden kan miktarı çok fazladır ve kasılmalar ile bebeğin doğumunu takiben dışarıya fazla kanama olması önlenir. Bu aşamada bazen rahme masaj yapmak gerekebilir.
Vajinal Doğumun Sezaryen Doğuma Avantajları Nelerdir?
Vajinal doğumda anne de isterse baba eşlik edebilir. Anne açısından doğum sonrası süreç, vajinal doğumda sezaryene göre daha rahattır. Plasenta dediğimiz eşin ayrılmasının ardından varsa perine kesisi (epizyotomi) onarılır. Kanama kontrolü de yapıldıktan sonra anne yürüyerek yatağına geçebilir. Bebeği emzirirken erken dönemde daha rahat pozisyon alabilir ve yemek yemesi de serbesttir. Hastanede kalış sezaryene göre daha azdır.
Vajinal Doğum Sonrası Normal Hayata Ne Zaman Dönüş Olur?
Hem vajinal hem de sezaryen doğum için doğum sonrası 40 gün yani 6 haftalık bir lohusalık dönemi mevcuttur. Bu dönemde annenin gebelikte geçirdiği değişiklikler yavaş yavaş eski haline döner. Rahim doğum sonrası toparlanarak (kasılarak) 6. haftada normal boyuta ulaşır. Yine de doğum yapmış bir kadının rahmi doğum yapmamışlara kıyasla daha büyük olur. Bu süreçte kadının önce kırmızı ardından sarıya dönen bir akıntısı (löşi) olur. Bu 6 haftalık dönemde enfeksiyon riskinden dolayı, cinsel ilişki önerilmez.
Emzirirken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Emzirme bir kadının hayatı boyunca yaşayabileceği çok özel duygulardan biridir. Bebeği ile adeta bir bütün olan anne, eşi henüz yapılamamış anne sütünü bebeğine sağlama hissi ile güven duyar. Bebek ile anne arasındaki ilişki de emzirme zamanları ile pekişir. Bebeğin haftasına uygun kompozisyondaki anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Annenin emzirme döneminde dikkat etmesi gereken hususların başında bol su içmek, bol sıvı tüketmek gelir. İlaçların anne sütüne geçebileceği unutulmamalıdır. O yüzden bir ilaç kullanmak gerektiğinde hekime danışılmalıdır. Annenin vitamin açısından zengin beslenmesi, demir eksikliği varsa düzeltilmesi gerekir. Gaz yapmayacak gıdalar tercih edilmelidir. Gerekirse süt arttırıcı gıda ve takviyelerden yararlanılabilir.