
Menopoz Dönemi Sağlıklı Yaşam
Menopoz kelimesi, son adet kanaması anlamına gelmektedir. Menopoza geçiş dönemi olan Perimenopoz, yavaş gelişen doğal bir süreçtir. Menopoz, kişiyi fiziksel ve ruhsal olarak farklı derecelerde etkilemektedir. Menopoz belirtileri, her kadında farklı zamanlarda başlayıp farklı şekilde etki gösterdiğinden kişiye özgüdür. Menopoz döneminde yaşanan değişiklikleri normal olarak değerlendirip geçiştirmemek gerekmektedir. Menopoz dönemi kadın hayatında önemli bir dönemdir ve mutlaka alanında uzman bir doktora başvurulması gereken bir dönemdir. Çünkü hastalıkların birçoğu menopoz yaş grubunda daha sık görülmektedir.
Menopoz, kadınların yumurtalıklarındaki foliküllerin zaman içerisinde tüketilmesi ile gerçekleşmektedir. Menopoza yaklaştıkça kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteron hormonlarının üretim dengesi bozulabilmektedir. Birkaç sene süren bu perimenopoz döneminde bazı aylarda hiç yumurtlama olmaması durumu söz konusudur. Hormon değerleri de dalgalanmalar göstermektedir. Değişen hormon değerleri, şikayetlerde de dalgalanmalar ve değişkenlik yaratabilir.
MENOPOZ DÖNEMİ SAĞLIKLI YAŞAM ADIMLARI
Menopozu etkileyen yaş alma, cinsel yaşam, ruh hali, kanser hastalığı riski, egzersiz, diyet gibi birçok unsur bulunmaktadır. Menopozal sürenin sağlıklı ve doğru bir şekilde geçirilebilmesi için bazı adımlar vardır. Bu adımlar şu şekilde sıralanabilir;
1. Menopoz Belirtilerini Tanıma
Genellikle kadınlar, menopozal döneme 40’lı yaşların son dönemlerinde girerek 50’li yaşlarda tamamlasa da, bazı kadınlar 55 yaşa kadar geçiş dönemi yaşamaya devam edebilirler. Bazı durumlarda ise kadınlar 40 yaşın altında menopoza girebilirler. Kırk yaş altı menopoza girme durumuna Prematüre Menopoz (Erken Menopoz) adı verilmektedir.
Adet Değişiklikleri
Menopoz döneminin en önemli belirtisi, aylık adet kanamalarının (menstürasyonun) kesilmesidir. Ancak hormon seviyelerinin düzensizliğine bağlı olarak da adet kanamaları değişkenlik gösterebildiğinden, her adet değişikliği menopoz belirtisi olarak görülmemelidir.
Sıcak Basmaları
Vücudun ısısını sabit tutmak amacıyla kullandığı yollardan biri, kan akım miktarını değiştirmesidir. Östrojen hormonu bu olayı etkilemektedir. Menopozda düzensizleşen östrojen değerlerinden dolayı vücut ısısını sabit tutmakta zorlanabilmektedir. Menopozla birlikte vazomotor sistem dengesinin bozulmasıyla sıcak basmaları ortaya çıkabilmektedir. Bu sıcak basmaları dışında terleme durumu da söz konusu olabilmektedir. Bu durum gece uyku esnasında görüldüğünde gece terlemeleri adını almaktadır. Her 4 menopozal dönemdeki kadının 3’ünde bu yakınmalar görülmektedir. Tedavi edilmediği durumlarda bu kadınların yarısında sıcak basmaları 5 yıl ve üzeri gibi bir süre devam edebilmektedir. 40 yaş civarı başlayan menopozal dönemde bu durum 70’li yaşlara kadar devam edebilmektedir.
Ruhsal Durum
Menopoz döneminde ruhsal değişiklikler, alınganlık, bellek ve konsantrasyonda değişiklikler meydana gelebilmektedir. Menopozu kadınlığın kaybı olarak düşünen kadınlarda güven problemi ve depresyon görülebilmektedir.
Dış Görünüm
Östrojen değerlerinin düşmesi, dış görünümde giderek değişikliklerin meydana gelmesine neden olabilmektedir. Normalde cildi destekleyen ve kolajenin korunmasına yardımcı olan östrojenin azalmasıyla kırışıklarda artma olabilmektedir. Ayrıca osteoporoz nedeniyle boyda kısalma görülebilmektedir.
İdrar Kesesi (Mesane) Kontrolü
Östrojen değerlerinin düşmesi mesane ve idrar yollarındaki dokunun incelerek mesane kontrolünde azalmaya neden olabilmektedir. Örneğin; gülme ve hapşırma gibi durumlarda idrar kaçırma meydana gelebilmektedir. İdrar yolları enfeksiyonlarına yatkınlıkta artma görülebilmektedir.
Diğer Belirtiler
Menopozal dönemdeki bazı kadınlarda östrojen değerlerinin değişmesine bağlı olarak uyku bozuklukları, eklem ağrıları, kemik ve kas ağrıları, yorgunluk, vajende kuruluk ve cinsel isteksizlik meydana gelebilmektedir.
İlaç veya Cerrahi Sebeple Meydana Gelen Menopoz
Kemoterapi veya başka ilaçlarla yumurtalıkların fonksiyonların durması veya yumurtalıkların her ikisinin de alınması, yaş faktörü gözetmeksizin kişinin menopoza girmesine neden olmaktadır. Kişinin rahminin ameliyatla alındığı ancak yumurtalıkların bırakıldığı durumlarda, foliküller bitene kadar fonksiyonları devam eder.
Histerektomi (rahim alınması) operasyonunu geçirmiş ve menopoz belirtisi yaşadığını düşünen kişiler, mutlaka kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalıdırlar.
2. Uzun Süreli İdeal Sağlık Durumu İçin Doğru Plan Yapma
Kadınların birçoğu ömürlerinin ortalama 1/3’ini menopoz sonrası dönemde geçirmektedir. Hem yaş almaya bağlı olarak, hem de menopoz döneminde östrojen değerinin azalmasına bağlı olarak bazı hastalıkların gelişimi hızlanabilmektedir. Bu doğrultuda bazı dikkat edilmesi gereken durumlar ve yaşam tarzı değişiklikleri oldukça önem taşımaktadır.
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Vücut çoğunlukla 20’li yaşlarda maksimum kemik kitlesini kazanmış olur. 30’lu yaşlarda kemik yoğunluğu azalmaya başlayarak yaşın ilerlemesiyle kemiklerde incelme görülmeye başlanır. Normalde kemik kaybını yavaşlatan östrojen değerinin, menopoz döneminde azalmasıyla bu durum hızlanmaya başlar. Normal şartlarda kemik yapım ve yıkım durumunda olan dinamik bir yapıdır. Yaş almaya ve menopoza bağlı olarak kemik yapısında yıkım artarken yapım yavaşlamaktadır. Menopozdan sonraki her yıl, kadınlar kemik yoğunluğunun %2-5 kadarını kaybetmektedirler. Bu doğrultuda bir kadın menopozdan sonra toplam kemik kitlesinin %30 kadarını kaybedebilmektedir ve bu durum osteoporoza neden olabilmektedir. Herhangi bir kemik kırığı yaşanmadan belirti vermeyen bu durum, çok sayıda insanı olumsuz olarak etkilemektedir. Kırıklar sıklıkla kalçalarda, bileklerde, omurlarda olurken, ağrı, şekil bozukluğu gibi durumlar da meydana gelebilmektedir. Omurlarda çökme kırıkları denilen bu olay ile boy kısalığı da kaçınılmazdır. Bu nedenle menopoz döneminde kişinin kemik sağlığının ve osteoporoz risk faktörlerinin değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Bu sayede kemiklerin sağlıklı tutulması için izlenmesi gereken yol ve gerekirse tedavi haritası için kişi bilinç sahibi olur.
Osteoporoz İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Fiziksel aktivitede bulunmayan kişiler, kalsiyumdan fakir beslenen kişiler, fazla diyet yapan ve yeme bozukluğu yaşayan kişiler, düzenli olarak alkol kullanan kişiler, düzenli olarak fazla kafein alan kişiler, sigara kullanan kişiler ve menopoz dönemine girmiş kişiler osteoporoz için risk grubunda olan kişilerdir. Günlük yürüyüş ve spor yapmak, doktor tavsiyesiyle önerilen kalsiyum destekleyicileri kullanmak, sağlıklı beslenmeye dikkat etmek, alkol, kafein ve sigara kullanımı azaltmak hatta mümkünse bırakmak, menopoz dönemine girildiğinde gerekli kemik sağlığı kontrollerini yaptırmak bu riski oldukça azaltmaktadır. Bu durumların dışında küçük kemikli olmak, Asya veya Kafkasya kökenli olmak, ailede osteoporoz öyküsü olması gibi bu riski arttıran genetik faktörler de bulunmaktadır. İleri yaş ve bazı ilaçların uzun süreli kullanımı da osteoporoz riskini arttırabilmektedir.
Kardiyovasküler Hastalıklar
Menopoz sonrası kadınlarda en az tespit edilen ancak ölümün en sık görüldüğü durum kalp damar hastalıklarıdır. Östrojen hormonunun kalp ve damalar üzerinde koruyucu etkisi olmasından dolayı menopoz döneminden önce kadınlarda erkeklere kıyasla çok daha az kalp hastalığı görülmektedir. Fakat menopoz döneminde östrojen değerinin düşmesiyle kalp hastalığı riski artmaktadır. Ölümlere neden olmasının yanı sıra, kişiyi kısıtlayan ve aktiviteleri engelleyen önemli bir tıbbi durumdur. Kalp damar hastalıklarının menopoz dışında da birçok risk faktörü olduğu göz önünde bulundurulmalı ve bu risk faktörlerinin tespit edilerek gerekirse tedavilerle azaltılabileceği unutulmamalıdır.
Kardiyovasküler Hastalıkların Risk Faktörleri Nelerdir?
Sigara kullanan kişiler, hipertansiyon hastalığı olan kişiler, kilolu kişiler, diyabet hastalığı olan kişiler, fiziksel aktivitede bulunmayan kişiler (sedanter yaşam), iyi kolesterol değeri düşük veya kötü kolesterol değeri yüksek olan kişiler bu risk grubunda bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ileri yaş, kötü beslenme ve aile bireylerinde kalp damar hastalığı öyküsü olması diğer risk faktörlerindendir.
Meme Kanseri
Kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseridir. Artan yaş ile risk artmaktadır. Yaşın ilerlemesi dışında ailede meme kanseri öyküsü olması, ilk gebeliğin ileri yaşlarda olması ve hiç gebe kalınmaması en önemli risk faktörleridir. Bunların dışında düzenli olarak alkol kullanmak, aşırı kilo ve aktivitede bulunmamak diğer risk faktörleri arasında yer almaktadır. Hormon kullanan kadınların meme kanseri riskinin arttığına dair birçok tartışma olsa da, yapılan çalışmalarla 5 yıl ve altı hormon kullanımının ek risk oluşturmadığı tespit edilmiştir. Uzun süreli hormon kullanan kişilerde küçük bir risk artışı olabildiği gözlemlenebilmektedir. Meme kanseri birçok kadının korkulu rüyası olsa da, düzenli kontrol yaptırma, erken teşhis ve bilimin ilerlemesiyle günümüzde meme kanseri korkulacak bir hastalık olmaktan çıkmıştır.
3. Doğru Beslenme
İdeal günlük beslenme, günlük olarak gerekli görülen vitamin ve mineral miktarlarını içermelidir. Eğer içermiyorsa ve ideal beslenme durumu mümkün değilse, dışarıdan vitaminler ve diğer destekleyiciler alınmalıdır. Yağ ve özellikle doymuş yağ tüketimini azaltmak, şeker kullanımını azaltmak ve hatta mümkünse kesmek, günlük beslenmede lif miktarını arttırmak ideal kilonun korunmasını sağlar. Aşırı kilo alımı, meme, rahim ve kalp damar hastalıkları riskini arttırdığından ve yaşın ilerlemesiyle metabolizma yavaşladığından ideal kilonun korunmasının önemi göz önünde bulundurulmalıdır.
Kemik kuvvetini maksimum seviyeye taşımak amacıyla 49 yaşa kadar günde 1000 mg kalsiyum yeterli olurken, 50 yaş ve üzerinde günlük 1000-1500 mg kalsiyum alınması gerekmektedir. Yaz aylarında kalsiyum emilimi için cilt yolu ile alınan yeterli D vitamini yapacak güneş ışığı almaya özen gösterilmelidir. Kapalı iklimlerde ve güneş ışığının alınamadığı durumlarda günlük D vitamini ihtiyacı dışardan alınabilmektedir. Balık, yumurta, süt D vitamini içeren başlıca besinlerdendir. Bunun dışında bazı besinlerde bulunan bitkisel östrojenlerin menopoz belirtilerinde azalma sağladığı görülmektedir. Ancak bu besinlerin günlük tüketim miktarı ve bitkisel östrojen ürünlerin tüketimi için alanında uzman bir hekime danışılması gerektiği unutulmamalıdır. Ayrıca kafein ve alkol tüketiminin azaltılması, hastalıkların riskinin azalmasını sağlarken, menopoz belirtilerinin de rahatlamasını sağlamaktadır.
4. Aktif Cinsel Hayat
Menopoz sonrası aktif cinsel hayatın önemi oldukça büyüktür. Bazı kadınların menopozu kadınlığı yitirme olarak görmesinden dolayı ortaya çıkan kendini kapatma, depresyon gibi durumların önüne geçerken, eşlerin arasındaki uzaklaşma probleminin de önüne geçmektedir. Ancak hormonal değişiklikler nedeniyle vajinal kuruluk, ağrılı cinsel ilişki, cinsel aktiviteye ilgi kaybı gibi bazı problemler ortaya çıkabilmektedir. Bu problemler alanında uzman bir hekime başvurarak kolayca çözülebilecek problemlerdir ve korkulacak bir durum oluşturmamaktadır.
5. Sigara Kullanımını Bırakma
Sigara kullanımı, östrojen seviyesinin azalmasına neden olarak, adet düzensizliği, erken menopoz ve osteoporoz riskini arttırmaktadır. Ayrıca sigara kullanımı akciğer, ağız, gırtlak kanserleri ve kronik akciğer hastalıklarını da tetiklemektedir.
6. Fiziksel Aktivitede Bulunma
Düzenli olarak fiziksel aktivitede bulunmak, kemik ve kasların sağlığı için oldukça önem taşımaktadır. Bunların yanı sıra egzersiz yapmak, kalp sağlığı, kilonun korunması ve stres için önemli bir rol oynamaktadır. Genel vücut sağlığı için haftada en az 3 kez, en az 40 dakikalık fiziksel aktivitede bulunulmalıdır. Yürüyüş her anlamda sağlığa iyi gelir.
7. Hormon Tedavisi Hakkında Bilgi Edinme
Hormon tedavisi yani bir diğer adıyla HRT, menopozda yumurtalıkların artık üretmediği hormonları yerine koymak amacıyla tercih edilmektedir. Menopoz tedavisinde kullanılan östrojen ve progesteron hormonlarıdır. Progesteron hormonu, rahmi endometrial kanserden koruduğundan çoğunlukla birlikte tercih edilmektedir. Histerektomi ameliyatı geçiren kişilerde sadece östrojen tedavisi verilmektedir.
Menopoz belirtileri, HRT kullanımı ile azaltılarak kontrol altına alınabilmektedir. Çoğu kadın kanser riski korkusuyla HRT tedavisinden kaçınmaya çalışmaktadır. Doğru hormon, uygun doz ve ideal süre ile doktor kontrolü altında olan HRT tedavisi, herhangi bir kanser riski oluşturmamaktadır. Ayrıca birçok kişinin korkusu olan endometrium kanseri, en çok HRT almayan kadınlarda görülmektedir. HRT kalıcı olarak tercih edilmesi gereken bir tedavi değildir. İstenildiği taktirde doktorla görüşülerek tedavi değişikliğine gidilebilmektedir. Farklı HRT tipleri farklı östrojen ve progesteron tipleri içermektedir. Tablet, krem, patch, enjeksiyon, vajinal yolla kullanılan ilaçlar olmak üzere tek tek veya kombine olarak da tercih edilebilmektedir. Kişinin kişisel ihtiyaçlarına göre alanında uzman hekim tarafından doğru tedavi yöntemine karar verilmektedir.
8. Alternatif Tedaviler Hakkında Bilgi Edinme
Menopoz belirtilerini azaltmak ve kontrol altına almak amacıyla HRT dışında başka yöntemler bulunmaktadır. Bitkisel olan bu ürünleri kullanmadan önce, kişiye hangi tedavinin uygun olup olmadığına alanında uzman hekim karar vermelidir. Bunların dışında akupunktur, masaj, bitkisel tedaviler gibi başka yöntemler de bulunmaktadır. Bu yöntemlerin etkileri ve emniyetleri, kullanın başka tedavi var ise kombine tercih edilip edilemeyeceği gibi konular mutlaka alanında uzman bir hekim ile görüşülmelidir ve hekimin yönlendirmesine göre tedaviye uyulmanın önemi unutulmamalıdır.
9. Pozitif Düşünme, Destek Alma
Aile bireyleri menopoz dönemi hakkında mutlaka bilgilendirilmelidir. Menopoz dönemi hakkındaki düşünceler ve hisler aile bireyleriyle paylaşılmalıdır. İhtiyaç duyulması halinde bireysel veya aile bireyleri ile sosyal gruplara katılarak destek alınabilir. Alanında uzman hekime danışarak ihtiyaç görülmesi halinde terapi alınabilmesi de mümkündür. Menopozu her kadının yaşadığı ve yaşayabileceği unutulmamalı, bir hastalık veya kadınlığın kaybı gibi görülmemesi gerektiği bilinmelidir.
10. Sorumluluk Bilincinde Olma
Menopoz dönemiyle ilgili bilgilendirme için doktora danışmaktan kaçınılmamalıdır. Riskleri bilmek, bilgi edinmek, sağlığı korumak ve menopoz dönemi ve sonrasında yaşam kalitesini arttırmak amacıyla oldukça önemlidir. Menopoz dönemini ve sonrasını bilinçli şekilde yaşamak, belirtileri en aza indirgeyerek rahat ve güvende hissedilmesini sağlar.
Birçok kadın için menopoz dönemi, zorunluluklardan kurtulunmuş bir özgürlük dönemidir! Siz de menopoz dönemini ve sonrasını güzel bir şekilde yaşamak için bilinçli olmak ve eğer gerekiyorsa tıbbi yardım almak için uzman bir hekime başvurmaktan çekinmeyin.