image description

Korunma Yöntemleri (Kontrasepsiyon)

Çocuk sahibi olmaya karar vermek, sorumluluk almak insanın hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Bir kadının, daha doğrusu çiftin, en doğal hakkı sadece istediği zaman gebelik olmasıdır.

Doğum Kontrolünün Tarihçesi

Tarih boyunca insanların tartıştığı bu konu; kadınların zarar görmesine neden olmuştur. En eski olarak M.Ö. 1850lere ait eski Mısır ve Mezopotamya’da papirüs yapraklarında doğum kontrolü ile ilgili şekiller saptanmıştır. Akasya yaprakları, bal, rahim ağzı başlığı gibi kullanılan tiftiklerin kullanımı tarif edilmiştir. Antik Mısırlıların baharat olarak kullandıkları Silphium adındaki bir bitkinin, bir dönem doğum kontrolünde kullanıldığı bilinmektedir. Tarihte, modern tıbbın gelişimi öncesinde birçok bitkinin veya maddenin aile planlamasında kullanıldığı gösterilmiştir. Emzirmenin uzatılması bir dönem önerilmiştir. En etkili yöntem olarak geri çekme olarak bilinen Koitus İnterruptus antik Yunan ve Roma tıbbında yer almıştır. 20. yüzyılda aile planlaması politik bir konu olmuştur. Amerika ve Avrupa’da doğum kontrolünü savunanlar, cinselliğin serbestleşmesinin savunucusu gibi anlaşılmıştır. Bazı dini mezhepleri karşılarına almışlardır. 1900lü yıllarda popülasyonun hızlı artması ile doğum kontrolü önem kazanmış ve yöntemler daha modern ve güvenilir olmaya başlamıştır.

Türkiye’de aile planlaması çalışmaları Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (SSYB) tarafından 1958’de ele alınmıştır. Toplumun bilinçlendirilmesi, bu yöntemlerin yaygın uygulanabilir olması kolay unsurlar değildir. Aile planlamasına karşı çıkanlar her dönemde olmuştur. Neyse ki günümüzde modern tıpta Aile Planlaması başlığında korunma yöntemlerine kolaylıkla ulaşılabilmektedir. Doğum kontrolünün tıpta adı ‘Kontrasepsiyon’ olarak geçmektedir. Kontraseptifler olarak adlandırdığımız kadına ait veya erkeğe ait yöntemler mevcuttur. Bu yöntemler kadın yumurtasının ve erkek sperminin karşılaşmasını önleyen bariyer yöntemleri şeklinde olabilir. Sperme toksik olan bazı maddelerin kullanımı olabilir. Kadında yumurtlamanın engellenmesi, döllenen embriyonun rahme tutunmasını engellemesi, rahim içini elverişsiz yapma gibi yöntemlerle olabilir. Bir de kalıcı olarak bağlantının koparılması yani kadında Fallop tüplerinini, erkekte tohum kanallarının kalıcı olarak bağlanması şeklinde olabilir. Oluşan gebeliğin kürtajla alınması doğum kontrol yöntemi olarak asla kullanılmamalıdır. Zorunlu hallerin dışında da kürtaj uygulamasından kaçınılmalıdır.

Kadına ait kontrasepsiyon yöntemleri

Kadınların kullandığı yöntemler kabaca hormon içeren ve hormon içermeyen yöntemler olarak sınıflandırılır.

Hormon içeren yöntemler

Doğum kontrol hapları, kol içi implantları (deri altı kapsüller), hormonlu rahim içi araçlar, aylık ve üç aylık iğne tedavileri (enjekte edilen kontraseptifler), ertesi gün hapları (postkoital haplar), hormonlu vajinal halkalardır.

Hormon içermeyen yöntemler

Hormon içermeyen yöntemler arasında bakırlı rahim içi araç, kadın diyaframı sayılabilir.Daha geleneksel olarak takvim yönteminden bahsedilebilir. Ancak adet döngüsü belli bir düzende ise takvim yöntemi kullanılabilir. Yumurtlama zamanı değişken kadınlarda güvenilir değildir.

Hormon İçeren Yöntemler

DOĞUM KONTROL HAPLARI

Doktorların kombine oral kontraseptifler olarak adlandırdığı doğum kontrol hapları klasik olarak östrojen ve progesteron hormonunu içeren haplardır. İlk doğum kontrol hapı 1960’da Federal Drug Administration (FDA) tarafından onaylanmıştır. O yıldan sonra ilaçların özellikle progesteron türevi olan ajanların içerikleri değişmiş; genel olarak östrojen dozu azaltılmıştır.

Doğum kontrol haplarındaki östrojen ve progesteron sinerjistik etki ile kişinin kendi hormonlarını baskılar ve yumurtlama yani ovulasyon engellenmiş olur. Kombine oral kontraseptiflerdeki hormonlar, beyin içindeki hipotalamustan Gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) salgılanmasını engelleyerek overler (yumurtalıklar) üzerine etkili olan FSH (Folikül uyarıcı hormon) ve LH (luteinize edici hormon) hormonlarını baskılar. Sonuçta folikül gelişimi ve ovulasyon dediğimiz yumurtlama olayı olmaz. Ayrıca serviksteki yani rahim ağzındaki mukusun kalınlaşması etkisiyle de spermin rahme geçişini zorlaştırırlar. İlave olarak rahim iç tabakası (endometrium) embriyonun yerleşemeyeceği bir hale gelir. Uzun süre progesteronlara maruz kalmak endometrium tabakasında incelme ile sonuçlanabilir.

Kombine oral kontraseptiflerin zamanında alınması (hergün aynı saatte) yöntemin etkinliği için gereklidir. Bu yöntemi kullanacak kişilerin ilaç kullanımı konusunda dikkatli kişiler olması gerekmektedir. İlaçları bıraktıktan sonra doğurganlık üzerine etkileri kaybolur. Çoğu kadında üç ayda normal yumurtlama düzeni geri gelir. Standart olarak 21 gün kullanım 7 gün ara olan haplar mevcuttur. Ancak son yıllarda 28 günlük preparatlar da kullanılmaya başlanmıştır. Hatta yurtdışında bu hormonların ağızdan hap değil de ciltten emilen veya vajinal olarak verilen formları mevcuttur.

Piyasada farklı doğum kontrol hapları mevcuttur. Bu ilaçların farkı çoğu zaman içerdiği progesteron türevinin farklı olmasından kaynaklanır. Monofazik veya multifazik olarak da sınıflandırılabilen bu hapların monofazik olanlarında, belli düzeyde hormon sabit olarak tüm haplardadır. Multifazik ilaçlarda ise hormon miktarı iki ya da üç farklı şekilde ayarlanmıştır.

Doğum kontrol hapları kontrasepsiyon yöntemi olarak kullanılmasının dışında birtakım farklı jinekolojik endikasyonlar ile de kadın doğum rutininde kullanılmaktadırlar. Örnek olarak ağrılı adet gören kadınlarda, adet kanaması yoğun olan kadınlarda ve düzensiz adet gören kadınlarda, tüylenme, sivilce problemi olanlarda doğum kontrol hapları etkin bir tedavi şeklidir.

Halk arasında bu haplara yönelik yanlış inanışlar bulunmaktadır. Doğum kontrol haplarının kısırlığa yol açtığı bilgisi yanlıştır. Kullanım süresiyle de bu değişmez. İlaçlara bağlı yan etkiler gözlemlenebilir. Doktorunuz bazı hastalıkların varlığında bu hapları kullanmanızı sakıncalı bulabilir. Doktor kontrolünde kullanıldığı sürece güvenli bir yöntemdir.

KOL İÇİ İMPLANTLAR

Progesteron türevi hormon içeren ve lokal anestezi yardımıyla kolaylıkla kolun iç kısmına cilt altına yerleştirilebilen kapsül şeklinde implantlar, uzun süreli geri dönüştürebilir etkin kontraseptif yöntemlerden biridir. Plastik implantın içinde günlük belli oranda hormon salgılayan bir sistem vardır. Yerleştirilen çubuğu çıkarılması ufak bir cerrahi müdahale ile olmaktadır. Kullanıcıya bağlı hata ihtimali olmayacağından etkinlikleri oldukça yüksektir. İmplanttan salgılanan hormon nedeniyle kanama paterni değişiklikleri, en sık görülen yan etkileridir. Östrojen kullanımının sakıncalı olduğu hastalarda güvenilir bir tercihtir.

Kapsüllerin içerdiği progestinler rahim ağzındaki mukusu kalınlaştırır, tüplerin hareketini kısıtlar ve dolayısıyla spermin hareketini bozar. Fertilizasyon dediğimiz spermin yumurta hücresine ulaşması ve döllemesi engellenmiş olur. Üç yıllık kullanım için onay alınmıştır ancak beş yıla kadar da uzatılabilir.

HORMONLU RAHİM İÇİ ARAÇLAR (SPİRALLER)

Hormon olarak progesteron türevi içeren rahim içi araçlar (spiraller), günümüzde en etkin yöntemlerden biridir. Spiraller uzun süreli, geri dönüşümü olan güvenilir yöntemlerdir.

Halk arasında hormonlu spiral olarak bilinen bu rahim içi araçlar diğer bakırlı spirallerden farklıdır. Bakırlı spiraller ve hormonlu spirallerin en önemli farkı kanama paterni üzerine olan etkileridir. Bakırlı spiraller, kanama yoğunluğunu başlangıçta arttırırken hormonlu spirallerin böyle bir etkisi olmaz. Kanama miktarını azaltıcı etkisi vardır. Hormonlu spiral takıldıktan sonra 2-3 ay ya da 4-6 ay uzamış düzensiz leke şeklinde kanamalar olabilmektedir. Bu etki, kullanım süresi arttıkça azalır. Bazı kadınlarda 6. aydan sonra adetten tamamen kesilme veya çok az leke şeklinde adet görme olabilmektedir. Bu etki, hormonun rahim iç tabakasını inceltmesine bağlıdır. Hormonlu spiral takılmış bir kadında kanama olmaması, adet görmemesi, kişinin menopoza girdiği anlamına gelmez.

Rahim içi aracın (spirallerin) yerleştirilmesi, poliklinik şartlarında yapılabilmektedir. İşleme bağlı ağrı genelde, kişinin ağrı hassasiyeti ile alakalı olmaktadır. Hormonlu spirallerin yedi yıla kadar kullanılabileceği bilinmektedir. Ancak yıllık kontrollerin düzenli olarak yapılması gerekmektedir.

AYLIK İĞNELER

Enjeksiyon formunda östrojen ve progesteron içeren bu iğneler, etki anlamında doğum kontrol hapları ile aynıdır. Ayda tek sefer uygulama kolaylığı bulunmaktadır. Östrojenin kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlarda aylık iğneler de sakıncalıdır. Doğum kontrol haplarına benzer etkileri ve yan etkileri vardır.

ÜÇAYLIK İĞNELER

Depo formunda sadece progesteron (depo medroksiprogesteron asetat, DMPA) içeren iğneler üç ayda bir uygulanmaktadır. Etkinlikleri yüksektir. Başlıca yumurtlamayı baskılayarak etki ederler. DMPA kişinin kendi hormonlarını baskılayarak yumurta gelişimini ve yumurtlamayı engeller. Ayrıca rahim ağzındaki mukusun kalınlaşması, sperm geçişine engel olması, tüplerin hareketini kısıtlaması gibi etkilerle spermin hareketini bozarak fertilizasyonu engeller.

Bu üç aylık iğnelerin kontrasepsiyon dışında avantajları da mevcuttur. Adet kanamasını azaltırlar; dolayısıyla demir eksikliği anemisinde faydalı etkileri bulunmaktadır. Uzun süreli kullanımlarda adet kanamasının tamamen kesilmesi görülebilir. Adet sancıları azalır. Kullanmayı bıraktıktan sonra fertilite üzerine olumsuz etkileri uzun sürebilir. İki yıldan uzun süre kullanımda da kemik kaybı olması bir dezavantajdır.

Uygulama zamanı adet gören kadınlarda adetin ilk 7 günü içindedir. Bu şekilde hem yöntemin ilk aydan koruyuculuğu başlar hem de hamilelik ekarte edilmiş olur. Herhangi bir zamanda uygulamanın sıkıntıları yöntemin başarısını etkileyebilmesi ve hamileliğin kesin olarak dışlanamamasıdır. Uygulamadan bir hafta içinde ek bir yöntem kullanılmalıdır.

SADECE PROGESTERON İÇEREN HAPLAR

Klasik doğum kontrol haplarından östrojen içermeyişi ile ayrışır. Emzirme döneminde kullanılabilmeleri en önemli avantajlarındandır. Progesteron içeren hapları diğer doğum kontrol hapları gibi, günün aynı saatinde almak gerekmektedir. Kullanıcıya bağlı hatalarda; yani hapın erken veya geç alınması, unutulması yöntemin başarısızlık ihtimalini arttırır. Östrojen kullanamayan kadınlarda avantaj sağlar. Progesteron içeren diğer yöntemler gibi kanama paterninde farklılıklara neden olabilir.

Hormon İçermeyen Yöntemler

BAKIRLI RAHİM İÇİ ARAÇ (SPİRAL)

Bakırlı spiral, yani bakırlı rahim içi araçlar hormon içermeyen yöntemler arasında, en sık kullanılanlardan biridir. Etkinliği yüksek, güvenli ve genellikle iyi tolere edilen yöntemlerdendir. Polietilen bir yapı üzerine bakır tellerin olduğu spiraller rahim içine yerleştirilir. Uygulama poliklinik şartlarında kolaylıkla yapılabilmektedir. İçerdiği bakır nedeniyle, bakır allerjisi olanlarda kullanılamaz. Onun dışında aktif genital bölge enfeksiyonu varsa, tanı konmamış kanama varsa spiral uygulaması önerilmez.

Rahim içi araçlar aynı zamanda acil kontrasepsiyon amaçlı yani korunmasız bir ilişki sonrasında gebeliğin önlenmesi amacıyla da kullanılabilirler.

Uzun etkili olması, kullanıcıya bağlı hata olmaması avantajdır. Bakırlı spiraller rahim içinde bir reaksiyon oluşturarak, embriyonun rahme yerleşmesine engel olur. Güvenli bir yöntem de olsa bazı komplikasyonları olabilmektedir. Spiralin rahim dışına atılması, özellikle takılmasını takiben ilk 3 hafta içinde pelvik inflamatuar hastalık diye adlandırdığımız üst genital sistemin enfeksiyonu, istenmeyen gebelik, gebelik olması durumunda da dış gebelik riski nadir görülen komplikasyonlarındandır. Spiralin kayması hastaların %10’unda olabilir. Takılmasını takiben ilk 6 ay içinde bazı hastalarda ağrı veya aşırı kanamaya yol açabilir ve çıkarılması gerekebilir.

KADIN DİYAFRAMI / KADIN KONDOMU

Bariyer yöntemleri arasında sayabildiğimiz kadın kondomu erkeklerdeki kondomun kadın versiyonudur. Kadın kondomunda dış tarafta bir halka vardır ve ilişki sırasında kondomun içeriye kaçmasına engel olur. İç tarafta da rahim ağzına yerleşen bir halka mevcuttur. Aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruyuculuğu vardır. Ekstradan spermisit dediğimiz jele ihtiyaç yoktur ancak kayganlaştırıcılar (lubrikantlar) kullanılabilir.

Diyafram ise kondomdan biraz farklıdır. Kadın anatomisine uyarlanarak vajenin üst kısmına yerleştirilen, lateks veya poliüretandan yapılmış halka şeklindedir. Diyafram zar gibi rahim ağzını kapatarak sperm ile yumurtanın buluşmasına engel olur. Kullanımı bir miktar deneyim gerektirir. Uygulama sırasında kayma gibi durumlarda başarısızlık görülebilmektedir. Spermlere toksit etki gösteren spermisit krem (nonoxynol-9) lerle birlikte kullanılması diyaframın etkinliğini yükseltmektedir. Ayrıca pelvik relaksasyon dediğimiz sarkma durumlarında diyafram yerinde durmayacağından kullanımı mümkün olmayabilir. Diyaframın 24 saatten fazla kalması veya unutulması durumunda toksik şok sendromu dediğimiz ciddi bir durum ortaya çıkabilir.

Vajinal spermisitlerin içine konduğu diyafram ilişkiden önceki bir saat içinde yerleştirilmelidir. Daha önce konduysa, vajinaya yeniden spermisit krem uygulanmalıdır. İlişki sonrası yeri kontrol edilmeli, kaydıysa yerine itilmeli ve yeniden spermisit uygulanmalıdır. İdeal olarak ilişkiden 6 saat sonra çıkartılmalıdır. Daha fazla kalması durumunda enfeksiyon gelişebileceği unutulmamalıdır.

Diyaframa bağlı veya birlikte kullanılan spermisit kremlere bağlı vajinal zedelenme görülebilir. Hatta vajende oluşan ufak yaralanmaların HIV enfeksiyonu bulaşını arttırabileceği bilinmektedir. Bazen de kadınlarda idrar yolları enfeksiyon riskini arttırır.

SERVİKAL KAPAK

Serviks dediğimiz rahim ağzına yerleştirilen denizci şapkasına benzeyen silikon başlık şeklinde olan Servikal Kup, bariyer yöntemlerinden bir tanesidir. İçine spermisit uygulanarak kullanılır. Kadınlarda rahim ağzı büyüklüğü doğum yapıp yapmamasına bağlı olarak değiştiğinden uygun büyüklükte kapağın bulunması yöntemin başarısı ile direkt alakalıdır. Mutlaka spermisitlerle birlikte kullanılmalıdır.

SPERMİSİTLER

Kontraseptif vajinal jeller ya spermleri öldürerek ya da hareketini bozarak etki ederler. Nonoxynol-9 maddesi spermin gövdesini ve kuyruğunu harap eder, bu şekilde sperm hareketsiz ve inaktif kalır. Krem, köpük, tablet, jel, supposituar formları bulunmaktadır. İlişkiden önceki bir saat içinde uygulanması yeterlidir. Suppozituarların ve tabletlerin en az 10 dakika önce uygulanması gerekir ki vajende çözünebilsin. Nonoxynol-9 içeren spermisitler kadın ve erkek kondomları ile kullanılabilirken, krem, jel ve köpük formülasyonları diyafram ve servikal kup ile kullanılabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma özelliği yoktur. Aksine vajen mukozasında ufak çatlaklara yol açması nedeniyle, HIV geçişini kolaylaştırdığı söylenebilir.

Erkeğe Ait Yöntemler

Doğum planlamasına erkeklerin de kadınlar kadar rol alması önemli bir mevzudur. Kadınlarda daha çeşitli olan kontraseptifler erkeklerde sınırlıdır. En sık kullanılan ‘Kondom’dur. Erkeğe ait yöntemlerde bir de vazektomi dediğimiz kalıcı yöntem sayılabilir.

ERKEK KONDOMLARI (Prezervatif)

Prezervatif olarak da geçen erkek kondomları aynı kadın kondomları gibi, bir bariyer yöntem olarak HIV’i de içine alan cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıklarına karşı koruma sağlar. Doğru kullanım ile oldukça etkin bir yöntemdir. Kontraseptiflerin tarihçesine baktığımız zaman, aslında insanoğlunun çok eskiden beri kılıf olarak çeşitli materyalleri denediğini görmekteyiz. 1600’lü yıllarda keten kullanan insanoğlu, bir dönem hayvan bağırsağından kondom yapmıştır. 19. yüzyılda ise sentetik maddeler kullanılmaya başlamış ve giderek günümüzdeki halini almıştır.

Günümüzde lateks, poliüretan (ince bir plastik türü) veya sentetik kauçuktan yapılmış kondomlar mevcuttur. En yaygın olanları lateks olanlardır ancak lateks allerjisi olanlarda diğer kondom çeşitleri kullanılmaktadır. Piyasada farklı kalınlıkta, tırtıklı veya kokulu kondomlar da bulunmaktadır. Her ilişkide bir tane kondom kullanılır ve yeniden kullanım mümkün değildir. Tarihi geçmiş kondomlar kullanılmamalıdır. Uygun danışmanlık verilmesi yöntemin başarısını arttıracak ve kullanımını teşvik edecektir.

Kondom kullanan kadınlarda bakteriyel vajinozis dediğimiz vajinal flora bozukluğuna daha az rastlandığı belirtilmiştir. Bazı durumlarda kondom kullanımı ile birlikte kayganlıştırıcıya (lubrikant jel/krem) ihtiyaç olabilir. Ancak önemli bir husus lateks veya kauçuk kondomların, yağ bazlı lubrikantlarla zarar görebileceğidir. Yırtılma durumunda istenmeyen bir gebelik oluşabileceğinden bu duruma dikkat edilmelidir.

CERRAHİ YÖNTEMLER

Kadında tüplerin bağlanması veya alınması (Tubal Ligasyon/ Bilateral Salpenjektomi)

Kadında tüplerin bağlanması veya alınması işlemi ile yapılan ve cerrahi sterilizasyon olarak bildiğimiz kalıcı doğum kontrol yöntemidir. Kalıcı kontrasepsiyon yöntemi, 2019 yılında dünyada % 23,7 ile en çok kullanılan yöntem olmuştur. Ülkemizde ise kullanılan yöntemler sıralandığında cerrahi sterilizasyon yöntemi son sıralarda yer almaktadır.

Kadında yapılan bu cerrahi işlem aslında bir ameliyattır ve anestezi altında yapılmaktadır. Laparoskopik olarak (kapalı ameliyat) veya laparotomi/mini laparotomi (açık ameliyat) ile yapılabilmektedir. İşlem öncesi mutlaka çiftlerden yazılı onam alınmalıdır. Geri dönüşümü olmayan bir ameliyat olarak söylesek de, mikrocerrahi tekniklerle, tüplerin yeniden birleştirilmesi veya tüp bebek yöntemiyle gebelik elde edilmesi mümkündür. Ancak tüplerin mikrocerrahi ile yeniden birleştirilmesi, teknik olarak zor, başarı ihtimali düşük olan bir operasyondur. Cerrahi geçirmiş tüplerde gebe kalındığında dış gebelik (bebeğin tüpe yerleşmesi) riskinin de artacağı unutulmamalıdır.

Tüplerin bağlanması gibi alınması da kalıcı sterilizasyona girer. Farklı nedenlerle ameliyata giren hastalarda eş zamanlı yapılıyor olması, tekrar çocuk düşünmeyen aileler için bir avantajdır. Son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, yumurtalık kanseri tüplerin fimbria dediğimiz uç kısımları üzerindeki anormal hücrelerden kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla tüplerin belli bir yaşta alınması, aslında yumurtalık kanserine karşı koruyucu bir önlem olmaktadır. Tabii bu yöntem sonrasında tüp bebek dışında alternatif bir doğal yöntemle gebelik mümkün değildir. Cerrahi bir işlem olduğu için anesteziye bağlı veya ameliyata bağlı komplikasyonlar olabilir.

Erkekte vazektomi

Erkekte vazektomi dediğimiz işlem de kadındakine benzer şekilde erkek tohum kanallarının (Vas deferens) bağlanmasıdır. Lokal anestezi ile küçük bir kesi aracılığıyla yapılabilir. İşlemden sonra etkinin görülmesi için 3 aylık bir süre geçmesi gerekmektedir. Kalıcıdır ve işlemin etkinliğinin gösterilmesi için spermiogramda spermin görülmediğinin teyid edilmesi gereklidir. Diğer yöntemlerde olduğu gibi bu yöntemde de başarı %100 değildir. Vazektomi sonrası gebelik ihtimali 2000’de 1’dir.

Amerika’da 2000li yıllarda daha sıklıkla yapılan bir yöntem olan vazektomi insidansı son yıllarda azalmıştır. Ülkemizde ise vazektomi kullanma oranı oldukça azdır. Ürologlar, aile hekimleri ve pratisyen hekimler tarafından yapılabilen bu prosedür ofis şartlarında da yapılabilmektedir.

ACİL DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ (ACİL KONTRASEPSİYON)

Korunmasız ilişki sonrasında ihtiyaç duyulan bir doğum kontrol yöntemidir. Bazen de kullanılan yöntemin başarısızlığı sonradan farkedilebilir. Kondomun yırtıldığının farkedilmesi gibi. Acil yöntemler: spiraller ve ağızdan kullanılan ilaçlardır. Acil kontraseptifler rutin kullanım için uygun değildirler. Hasta bilgilendirilmesi yaparken diğer yöntemler için de hasta teşvik edilmelidir.

Acil kontrasepsiyonda kullanılan yöntemler varolan gebeliğe bir etki yapmaz. Düşüğe neden olmaz. Ağızdan kullanılan ilaçlar levonorgestrel (bir progesteron türü) veya ullipristal asetat (progesteron reseptör modülatörü) içeren ilaçlardır. Bu ilaçlar yumurtlamayı engelleyerek iş görürler. Ancak yumurtlama olmuş ise etki etmezler. İlacın korunmasız ilişkiden ilk 72 saat içinde alınması gerekir.

Rahim içi araçlar da yine korunmasız ilişkiyi takiben ilk 72 saatte takılmalıdır. İlişki sonrasında kullanıldıklarında nasıl etki ettikleri tam olarak bilinmemektedir. Bakırlı spiraller gibi progesteron içeren hormonlu spiraller de kullanılabilir. Uzun etkili yöntem olmaları ayrıca bir avantajdır.


DOKTORUNUZA SORUN