image description

Gebelikte Bulantı

Erken gebelik döneminde kadınlarda birtakım fizyolojik değişiklikler olmaktadır. Memelerde dolgunluk hassasiyet, tansiyon düşüklüğü, kokulara karşı hassasiyet, özellikle sabah olan bulantılar bunlardan birkaçıdır. Ancak bazen gebelik bulantısı hastada yaşam kalitesini bozar ve yeme bozukluğuna yol açacak kadar şiddetli olabilir ki biz bu duruma ‘Hiperemezis Gravidarum’ adını vermekteyiz. Erken gebelik haftalarında bulantı kusma yaşama oranı %25-55 arasında değişmektedir ancak 12. Haftadan sonra bulantıların sıklığı azalmaktadır.

Gebelikte Neden Bulantı Olur?

Gebelikte bulantının sebebi net olarak bilinmese de gebelikte artan hormonlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda gösterilmiştir ki, gebe değilken östrojen içeren ilaçlarla bulantı yaşayan, yol tutması veya migreni olan kadınlarda gebelikte bulantı kusma olasılığı daha fazladır. Bulantıyı arttıran psikolojik faktörlerin de olduğunu düşünmekteyiz. Çoğul gebeliklerde, halk arasında üzüm gebeliği olarak bilinen moler gebeliklerde hiperemezis gelişme ihtimali daha fazladır.

Gebelik özellikle ilk aylarında midenin hassas olduğu bir dönemdir. Her ne kadar hafif bulantılar, günde 1 defa kusmalar normal sayılabilse de bazen bu durum çok daha ağır olabilmektedir. Gebe kadının su içememesi dehidratasyon dediğimiz susuzluğa hatta kilo kaybına yol açabilir. Bulguların şiddetinden bağımsız olarak gebeliğin ortalarında ikinci üç ayda bulantılar genelde biter.

Bulantıyı Önlemenin Bir Yolu Var Mıdır?

Gebelikte hafif bulantılarda konservatif olarak bazı önlemler alınabilir. Beslenme önerilerinin başında sık sık, az az yemek yemek gelir. Midenin aç kalmasına izin vermemek en doğrusudur. Çünkü aç kalan mide asidi artacak ve bulantıyı tetikleyecektir. Sabah yataktan kalkmadan, gece de yatmadan peynirle birlikte tuzlu krakerler, tostlar yararlı olabilir. Zencefil içeren gıdaların bulantıya iyi geldiği bilinmektedir. Kişi canının istediğini tüketmeli, canı istemiyorsa zorla yememelidir. Baharatlı, kokulu, yağlı, çok tatlı veya çok asitli yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yemekten sonra naneli şeker de fayda sağlayabilir. Yemeğin başka bir evde pişmesi, pişme sırasında oluşacak kokudan rahatsızlığı önleyecektir. Sıvı tüketimi de yemekten yarım saat önce veya yarım saat sonra olmalıdır. Suyu tek başına olmaktansa limon, nane, zencefil gibi aromalarla suyun tatlandırılması işe yarayabilir.

Bulantı durumunda gebe kadının sık sık ve az öğünler şeklinde beslenmesi, yağlı, baharatlı, ağır yemeklerden uzak durması önerilir. Mideyi bastıracak şekilde az tuzlu ve kuru gıdalar atıştırmalık ara öğünler bulantı hissini azaltmaya yardımcıdır. Kokulu yiyeceklere maruz kalmamak, veya bulantıya neden olacak araba yolculuklarından uzak durmak bu duruma karşı önleyicidir.

Bulantıyı tetikleyen faktörler genellikle kokudan kaynaklandığından, parfüm, kimyasallar, her türlü, güzel veya kötü kokulu, nemli ortamlardan uzak durmalı, araba seyahatlerini kısıtlamalı, fiziksel veya vizüel hareketlerden kaçınılmalıdır.

Ciddi Olgularda Nasıl Bir Yol İzlemeli?

Gebelik bulantısı kişide beslenmeyi bozuyorsa, daha da önemlisi su alımını kısıtlıyorsa bu durum sıkıntı yaratabilir. Bulantıya günde üçten fazla kusma eşlik ettiğinde, yemek yemede sıkıntı varsa, kilo kaybı önceki kilosunun %5inden fazla ise durum ciddidir ve mutlaka tedavi gerektirir. Ciddi bulantı kusma olan olgularda sıvı kaybının da önlenmesi için hastaneye yatış gerekebilir. Serum tedavisi ve birtakım ilaçların başlanması önerilir. Serum ile kaybolan elektrolitler de yerine konacaktır. Beslenme bozulduğundan vitamin takviyesi gerekebilir. Demir preparatları mideye dokunabildiğinden bulantısı olan hastalarda tedavi biraz ertelenmelidir.

Bulantıda İlaç Kullanılır mı?

Gebeliğin ilk üç ayında bulantı için önerilen takviyeler bulunmaktadır. Zencefil, B6 vitamini, doksilamin içeren preparatlar başlangıç tedavisinde kullanılabilir. Daha şiddetli durumlarda farmakolojik ajanlardan destek alınabilir.

Pridoksin adıyla bilinen B6 vitamini yan etki anlamında ve gebelikte kullanımı güvenli bir tedavidir. Doksilamin ile kombinasyonu daha sıklıkla kullanılmaktadır. Birinci basamakta kullanılan bu tedaviye yanıt olmazsa, dimenhidrinat, difenhidramin, metoklopramid, prometazin gibi farklı ilaçlarla tedavi başlanır. İlaçların etkisi hemen olmamakta, bir hafta gibi zaman gerekebilmektedir. Ondansetron da bu hasta grubunda kullanılabilen ilaçlardandır.

İlaçları kullanırken, doktorunuzun önerdiği şekil ve dozun dışına çıkmamak güvenli olacaktır.


DOKTORUNUZA SORUN