
Gebelik Takibi Hakkında Genel Bilgiler
Gebe kaldığınızı düşünüyorsunuz ya da testinizin sonucu pozitif geldi. Şimdi ne yapmalı? Bu sorunun detaylı bir şekilde cevabını aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz.
Kadınların adet döngüsü 24 ila 35 günde bir değişmektedir. Adet rötarı durumunda, yani beklenen zamanda adet olmayan cinsel aktif kadının aklına gebelik mutlaka gelmelidir. Gebelik testi idrarda veya kanda yapılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, idrar testleri çok erken zamanda yapılırsa bazen yanlış negatif sonuçlar verebilmektedir. Son adet tarihinden yaklaşık beş hafta bir gecikme olduğunda hekiminiz vajinal yoldan ultrason ile gebelik kesesini görebilir. Kanda bakılan hormon ise beta hCG dediğimiz gebelik hormonudur. Kandaki beta hCG değeri 1500 IU/L üzerine çıktığında genelde vajinal yapılan ultrason ile gebelik kesesi izlenir. Karından yapılan ultrason ile gebelik kesesinin görülmesi ise biraz daha geç olmaktadır.
Gebeliğin erken döneminde kesenin görülmesi için yapılan ultrason muayenelerinin gebeliğe kanıtlanmış bir zararı yoktur. Hekiminiz tarafından size önerilen muayeneler zaten öncelikli olarak sizin sağlığınız içindir. Döllenme sonrası embryoların rahim içinde yerleşmesi gereken rahim içi tabakasında değil de, tüplerde veya rahim ağzına veya köşelere yakın yerleşimi de olabilmektedir. Dış gebelik (ektopik gebelik) dediğimiz bu durum, jinekolojik acillerin en önemlilerindendir. İşte bu yüzden, gebe olduğunuzu öğrendiğinizde doktorunuza başvurmalısınız. İlk muayenede amaç, gebelik kesesinin yerleşimini görmek olmaktadır.
Ortalama gebelik sürecinin 40 hafta olduğu bilinmektedir. Halk tarafından dokuz ay on gün olarak da bilinen gebeliği, biz hekimler genellikle üç döneme ayırırız. Trimester dediğimiz yani üç aylık bölümlerde gebelik farklı özellikler gösterir ve farklı tetkikler/incelemeler gerektirir. Gebelik takibi nasıl olmalıdır sorusuna geçmeden gebelik öncesi değerlendirmeden bahsetmek isterim.
Gebelik Öncesi Değerlendirme
Gebelik planlayan kadınların, öncesinde doktor kontrolünden geçmesi önemlidir. Anne ve bebeğin sağlığını optimize etmek için öncesinde modifiye edilebilen risk faktörlerini belirlemek gerekir. Çoğu kronik hastalık (diyabet, hipertansiyon, psikiyatrik rahatsızlıklar, tiroid hastalıkları vb) gebelik sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Genel sağlık önerileri, eğitim ve gerektiği hallerde müdahale, gebelik öncesi bakımın önemli unsurlarındandır.
Sağlıklı bir gebelik süreci için öncelikle kadının jinekolojik bir muayeneden geçmesi ve ayrıca detaylı öyküsünün alınması gerekir. Sistemik hastalıkların, ailede kalıtımla geçen genetik hastalık varlığı, geçirilmiş operasyonlar, kullanılan ilaçlar, sigara, alkol ve beslenme alışkanlıkların sorgulaması yapılmalıdır. Bazı ilaçların gebelikte kullanılmaları sakıncalıdır ve gebelik öncesi kullanılan ilaçlarda değişiklik gerekliliği olabilir.
Gebe kalmayı planlayan çiftlerde genetik hastalıkların sorgulanması ve varsa genetik konsültasyonuna yönlendirilmeleri gerekmektedir. Ailede hiçbir öykü bulunmasa da günümüzde bazı genetik hastalıkların taranması gündemdedir. Tedavisi olmayan ölümcül bir kas hastalığı olan Spinal Müsküler Atrofi bu hastalıklardan bir tanesidir. SMA toplumda 100000 canlı doğumda 5 ila 13 sıklığında görülmektedir. Taşıyıcılık oranları ise çok daha fazladır (1/100-1/45). Amerikan Dernekleri gebelerde ve gebe kalmayı planlayanlarda taşıyıcılık için taramayı önermektedir.
Gebelik planlayan hastaların başlangıç kilolarının da ideale yakın olması gebelik sürecini olumlu etkileyecektir. Yüksek kilo kadar düşük kilolu olmak da sıkıntı yaratabilir. Gebe kalmayı planlayan hastalara, olası bir folik asit eksikliğine karşı üç ay öncesinden başlanarak 0.4 g (400 mikrogram) folik asit önerilmektedir. Jinekolojik muayene ile rahim ve yumurtalıkların değerlendirilesi, alınmamış ise servikovajinal smear yapılmalıdır. Ayrıca genel olarak kan sayımı, tiroid fonksiyon testleri, toksoplazma, rubella antikorları, hepatit B ve C taraması gibi tetkiklere de gebelik öncesinde bakılması gerekir. Kan grubu Rh (-) olan kadınların eşleri Rh (+) ise immünizasyon taraması yapılır.
Gebelik takibi hangi aralıklarla yapılmalıdır?
Gebelik takip sürecinde aralıkların ne olması gerektiği ve kaç vizit olması gerektiği ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın önerileri bir gebenin en az 4 izlemden geçirilmesidir. Yapılan bir meta analizde yüksek gelirli ülkelerde 8-12 vizit yapılırken, az gelişmiş ülkelerde beşin altında muayene olduğu görülmüştür. Muayene sayısı azaldıkça, perinatal mortalite dediğimiz anne ölüm oranları artmıştır. Günlük pratiğimizde sağlık kurumuna ulaşımda bir problem yok ise aylık kontroller yapılmaktadır. Son üç ayda takip sıklığı artmaktadır. Gebenin risk faktörleri de takip aralıklarını belirlemede önemlidir.
Gebe İzleminde Neler Yapılmaktadır?
İlk üç ayda gebelik kesesinin yerleşimi görüldükten sonra kalp atımı izlenmelidir. 11-14. haftalar arası yapılan İkili Tarama testi ile bebekte sık gördüğümüz Trizomi13-18-21 gibi majör kromozomal anomalilerin riskini saptarız. İkili tarama testi, yapılan ultrasonografi ile ense kalınlığının saptanmasının ardından kan testi ile biyokimyasal belirteçlere bakılarak uygulanır. 16-20. Haftalar arasında Üçlü Tarama veya Dörtlü Tarama (ultrasonografik ölçümler ile birlikte biyokimyasal parametrelere bakılması) yapılabilir. Bebeğin organlarının detaylı ultrasonografisi (birtakım hastalıkların işareti olabilecek bulguların taranması) 18-22. haftalarda yapılmaktadır. Ultrasonografik taramanın da hasta kaynaklı veya bebeğin pozisyonu ile alakalı sınırlılıkları olabilmektedir. Her türlü anomalinin anne karnında saptanamayabileceği bilinmelidir.
Yapılan tarama testleri, bazı hastalıkların taranması amacıyla yapılmaktadır. Tarama testlerinde yüksek risk çıkması halinde tanı testleri yapılmalıdır. Herhangi bir karar vermeden önce, mutlaka bebekten alınan örnek (Koryon villüs örneklemesi, amniyosentez veya kordosentez) ile kromozomal anomalinin kesin tanısının konması gerekmektedir.
Gebeliğin 24-28. Haftalarında Oral Glukoz Tolerans Testi dediğimiz şeker yükleme testi Gebelik Şekeri olup olmadığının araştırılması için yapılır. Tek basamaklı veya iki basamaklı olarak yapılabilir. Doktorunuzun sizi yönlendirmesi bu konuda faydalı olacaktır. Şeker yükleme testinde alınan şeker miktarının, ne bebeğe ne de anneye herhangi bir zararı bulunmamaktadır.
Son üç ay takiplerinde, gebenin tansiyon, kilo takibi yapılır ve bebek hareketleri değerlendirilir. Ultrasonografide bebeğin anne karnında büyüme grafiği, amniyotik sıvı miktarı ve duruşu takip edilir. Son haftalarda yapılan Non stres test (NST) ile bebeğin kalp atımlarının trasesi çizilerek, bebeğin iyilik hali değerlendirilir.
Yukarıda gebe takibinde kabaca yapılan tarama testleri ve diğer testlerden bahsedilmiştir. Gebelikte ortaya çıkabilecek sorunlar ayrı başlıklar altında detaylandırılmıştır.