
Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir?
Halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozis, uterusun içini kaplayan mukoza tabakasının yani endometrium tabakasının rahim dışında başka bir noktada gelişmesiyle ortaya çıkan, genellikle ağrı veya infertilite ile karşımıza çıkan bir kadın hastalığıdır. Endometriozis, en yaygın olarak yumurtalıklarda, fallop tüplerinde ve pelvisi örten dokuda (periton) görülmektedir. Yaklaşık her on kadından birinde rastlanan ve yaygınlaşan endometriozis, östrojen bağımlı, zorlu jinekolojik hastalıklardan biridir. Semptomları çok hafiften şiddetliye değişebilmektedir. Bazen de hiç bulgu vermeden tesadüfen tanı konmaktadır. Endometriozis daha çok üreme çağında, en yoğun olarak 25-35 yaş aralığındaki kadınlarda görülmektedir. Adet öncesi genç kızlarda veya menopoz sonrası kadınlarda da endometriozis çok sık olmasa da görülebilmektedir.
ENDOMETRİOZİS NEDENLERİ NELERDİR?
Endometriozis hastalığının temel nedeni kesin bir şekilde bilinmemekle beraber buna yönelik bazı teoriler bulunmaktadır. Bu teoriler şu şekilde sıralanabilir;
Genetik Faktörler
Endometriozis, genler aracılığı ile aktarılma eğilimindedir. 1. derece yakınında endometriozis teşhisi bulunan kişilerde popülasyona kıyasla endometriozis hastalığının görülme ihtimali daha yüksek olmaktadır. Ayrıca bazı etnik gruplar, diğer etnik gruplara kıyasla bu genetik faktörlerden daha fazla etkilenebilmektedir.
Tüplerden Batına Adet Kanının Dökülmesi (Retrograd Menstrüasyon)
Rahmi kaplayan endometrium dokusu adet kanamasıyla beraber, her ay vücuttan dışarı atılmaktadır. Ancak endometriozis hastalarında bu endometrial doku ve kanın, fallop tüplerinden başlayarak batın boşluğuna doğru akması, hastalığın patogenezinde suçlanan teorilerden biridir. Bu durumda endometrial dokular, bu bölgelerdeki organlara yerleşerek endometriozis hastalığına neden olabilmektedir.
Bağışıklık Sistemi Problemleri
Bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi bazı bağışıklık sistemi problemleri, vücutta endometriozis hastalığının gelişimini tetikleyebilmektedir.
Kan Dolaşımı ya da Lenfatik Sistem
Kan dolaşımı ya da lenfatik sistem ile vücudun farklı bölgelerine endometrium hücrelerinin yayılmasıyla endometriozis hastalığının görülme ihtimali artabilmektedir.
ENDOMETRİOZİS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Endometriozis, bazı kadınlarda herhangi bir şikayet görülmeden ilerleyebilirken, bazı kadınlarda şiddetli ağrılara ve çeşitli şikayetlere neden olabilmektedir. Düzenli olarak yaptırılması gereken kontroller sırasında yumurtalıklarda çikolata kisti olarak veya bağırsak zarları üzerinde ve rahmin arka kısmında bulunan bağırsaklarda nodüler lezyon olarak görülebilmektedir.
En yaygın görülen çikolata kisti belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Şiddetli Adet Sancısı
Şiddetli adet ağrısı problemi, endometriozis belirtileri arasındaki en belirgin semptomdur. Adet ağrısı genellikle sıklıkla rastlanan bir problem olarak bilinse de şiddetli adet ağrısı şikayetinde alanında uzman hekime başvurmanın önemi göz önünde bulundurulmalıdır. Endometriomalar (çikolata kistleri) bu hastaların muayenelerinde saptanabilmektedir.
Ağrılı Cinsel İlişki
Cinsel ilişki esnasında ağrı yaşayan kadınların bir çoğu jinekolojik muayene için doktora başvurmamaktadır. Bu durum çiftler arasında ayrılığa kadar uzanan ciddi problemlere neden olabilmektedir. Bu doğrultuda bu gibi sorunlarda alanında uzman hekime başvurmak oldukça önem teşkil etmektedir.
Bel, Sırt, Karın ve Kasık Ağrısı
Endometriozis hastalığına sahip kişilerde yaygın olarak görülen şikayetlerin arasında bel, sırt, karın ve kasık ağrısı yer almaktadır. Uzun süreli olan bu ağrılar, çikolata kisti nedeniyle olabilmektedir.
Dışkılamada Problemler
Endometriozis hastalığının bağırsakları tutması, bağırsağın daralmasına ve tuvalete çıkma sırasında şiddetli ağrıya neden olabilmektedir. Bunun dışında organların birbirine çok yakın olması nedeniyle idrar yapma esnasında ciddi ağrı ve yanma meydana gelebilmektedir. Bazı hastalarda mesanenin tutulumu da söz konusu olabilmektedir. Bu doğrultuda en yaygın şikayetler arasında tuvalete çıkmak istememe veya ağrılı çıkma şikayeti yer almaktadır.
Kısırlık
İnfertilite yani halk arasında bilinen adıyla kısırlık ile endometriozis arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Endometriozis, yumurtalıklarda ve tüplerde tıkanıklıklara, yapışıklıklara neden olabilmektedir. Yumurta rezervinin azalması da yine endometrioziste görülebilmektedir. Bu durumlar kısırlığa sebebiyet verebilmektedir. Bunların yanı sıra çiftlerin çocuk sahibi olmak için alanında uzman hekime başvurmaları ile de endometriozis hastalığına rastlanabilmektedir.
Gaz ve Şişkinlik Problemleri
Bilinen bir diğer semptom gastrointestinal sistemde gaz, ağrı ve şişkinlik problemleridir. Endometriozis hastalığına sahip kişiler özellikle adet dönemi olmak üzere şişkinlik ve gaz problemlerinden şikayet etmektedir.
Depresyon
Ağrı ile giden tüm hastalıklarda olduğu gibi endometriozis hastalığında sıklıkla karşılaşılan belirtiler arasında depresyon bulunmaktadır. Endometriozis hastalığının meydana getirdiği sorunların sonucu oluşabilen kronik depresyon; günlük hayatta aksamalara, cinsel isteksizliğe, farklı cinsel sorunlara, kronikleşen yorgunluğa ve hayattan keyif alamamaya kadar ilerleyebilmektedir.
Bu belirtiler başka nedenlerden dolayı da ortaya çıkabileceği için, bu belirtilere sahip kişilerin mutlaka alanında uzman bir doktora başvurması gerektiği unutulmamalıdır.
ENDOMETRİOZİS EVRELEMESİ NEDİR?
ASRM yani tam adıyla Amerikan Üreme Tıbbı Derneği, endometriozis için bir sınıflandırma sistemi ortaya koymuştur. Endometriozis hastalığının evreleri; oluştuğu bölgeye, derinliğine, miktarına, rahim içi dokudaki implantların büyüklüğüne göre değişmektedir. Endometriozis hastalığının evrelemesi cerrahi olarak yapılmaktadır.
Spesifik kriterlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir;
- Hastalıklı dokunun yayılma miktarı
- Tüpler ve yumurtalıkların endometriozis ile ilişkisi
- Meydana gelen yapışıklığın oranı
- Fallop tüplerinin etkilenme miktarı
- Var olan çikolata kistleri ve büyüklükler
Endometriozis lezyonları yüzeyel peritoneal lezyonlar şeklinde, ovaryen endometrioma şeklinde veya derin endometriozis şeklinde görülebilmektedir. Overdeki yani yumurtalıklardaki kistler, içeriklerinin görünümü nedeniyle ‘Çikolata Kisti’ olarak adlandırılırlar. Endometrial dokuların kanaması yumurtalık içinde kanamalı kistlerin oluşmasına yol açar. Ancak fizyolojik kanamalı kistlerden farklı olarak, kanın da kahverengi bir renk ile çikolataya benzemesi söz konusudur. Derin endometrioziste ise endometrial dokular, barsaklar ile vajen arasındaki boşlukta, kalın barsakta, üreterde, mesanede, vajende, rahim bağlarında ve periton yüzeylerinde 5 mmden daha kalın nodüller oluşturur ve bu lezyonlar ile farklı düzeyde şikayetlere yol açar.
KİMLER ENDOMETRİOZİS RİSKİ ALTINDADIR?
Endometriozis riski her kadın için mevcuttur. Ancak bazı faktörler kadınlarda endometriozis hastalığının görülme riskini arttırabildiğinden, bu kadınlar risk grubu içerisindedir. Bu risk grupları şu şekilde sıralanabilir;
- 1. derece yakınlarında endometriozis hastalığını bulunan kişiler,
- Endometriozis hastalığına sahip birden fazla yakını bulunan kişiler,
- 30 yaş üstü ilk kez doğum yapacak olan kişiler,
- Beyaz tene sahip kişiler,
- Rahim yapısında anormallik teşhis edilen kişiler,
- Hiç doğum yapmamış olan kişiler,
- Erken yaşta adet görmeye başlayan kişiler,
- Geç yaşta menopoza giren kişiler,
- Vücuttaki östrojen oranı yüksek olan ya da östrojen hormonuna çok fazla maruz kalmış kişiler,
- Vücut kitle endeksi düşük olan kişiler,
- Alkol kullanan kişiler,
- Adet kanının normal şekilde atılımını engelleyen bir problemi olan kişiler.
ENDOMETRİOZİS TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Endometriozis hastalığının tedavisi, ilaçlar ve gerekli görülürse ameliyat ile gerçekleştirilmektedir. Alanında uzman hekim ve hasta iş birliği ile belirlenecek olan tedavi yöntemi, tespit edilen semptomların şiddetine ve kişinin gebelik planlamasının olup olmadığına göre değişiklik göstermektedir. Genellikle hekimler konservatif (koruyucu) tedavi yöntemlerini ilk tedavi olarak tavsiye etmektedirler, ameliyat son çare olarak görülmektedir.
Medikal Tedavi
Adet döngüsü boyunca, hormonların inişli ve çıkışlı olması, rahmin dışında bulunan rahim içi dokuların kalınlaşmasına ve daha sonra gebelik olmazsa çözünerek kanamasına neden olmaktadır. Hormon tedavisiyle bu endometrial dokunun gelişimi yavaşlatılırken, yeni doku oluşumunun da önüne geçilebilmektedir. Bu doğrultuda hormon tedavisi, endometriozis hastalığının sebep olduğu ağrının giderilmesinde de olumlu sonuçlar verebilmektedir. Ancak hormon tedavisi endometriozis hastalığı için kesin bir tedavi yöntemi değildir. Tedavi tamamlandıktan sonra semptomların yeniden ortaya çıkması mümkün olabilmektedir. Endometriozis hastalığının tedavisinde kullanan hormon tedavileri şu şekilde sıralanabilir;
Doğum Kontrol Hapları, Bantlar, Vajinal Halkalar
Bu yöntemde endometrial dokunun sürekli birikmesine neden olan hormonların kontrol altına alınması sağlanmaktadır. Bu yöntemler endometriozis hastalığından kaynaklanan hafif ve orta derecedeki ağrıların giderilmesinde etkili olmaktadır. Çocuk isteyen hastalarda uygun değildir.
Progesteron Tedavisi
Progesteron ağızdan, vajinal, enjeksiyon şeklinde veya progesteron salgılayan rahim içi araçlar şeklinde tedavilerle, adet döneminde yaşanan kanamaların ve endometrial doku kaynaklı oluşumların gelişiminin önüne geçilebilmektedir. Bu sayede endometriozis hastalığının neden olduğu ağrı ve semptomların azaltılması da mümkün olmaktadır.
Aromataz İnhibitörleri
Endometriozis östrojen bağımlı bir hastalık olduğundan vücuttaki östrojeni azaltmayı hedefleyen aromataz inhibitörleri de endometriozis hastalığında fayda sağlar. Ancak yan etkilerinden dolayı kullanımı sınırlıdır.
Anti İnflamatuar Ajanlar
Ağrı şikayeti ön planda olan hasta grubunda Nonsteroidal anti inflamatuar ajanlar da kullanılabilmektedir. Hastalığın patogenezinde inflamasyon olması, anti-inflamatuar tedavilerden fayda görülmesini açıklamaktadır.
Endometriozis Ameliyatı
Kişiye endometriozis hastalığı tanısı konulmuş ise ve diğer tedavilere yanıt alınamıyorsa, cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Ancak endometriomaların yumurtalık dokusundan çıkarılması esnasında yumurta rezervinin azalabileceği göz önünde tutulmalıdır.
Konservatif (Koruyucu) Ameliyat
Özellikle ileri evre endometriozis hastaları, şiddetli derecedeki ağrılardan şikayetçi ise ameliyat yararlı olabilmektedir. Ancak ameliyat sonrası endometriozis nüksü mümkündür. Ameliyat sonrası tekrar hastalığın ilerlemesini engellemek için medikal tedaviler de kullanılabilir.
Alanında uzman hekim ameliyatı, laparoskopik olarak ya da bazı durumlarda açık operasyon olarak gerçekleştirebilmektedir. Laparoskopik cerrahi operasyonu, alanında uzman hekim tarafından ince bir kesi açılarak göbek deliğinin içerisinden geçen laparoskop olarak adlandırılan ışıklı kamera cihazı ile tüm batının eksplorasyonu, başka bir küçük kesiden endometrial dokuların temizlenmesiyle gerçekleştirilen kapalı bir ameliyattır.
Histerektomi
Endometriozis hastalığının ciddileştiği vakalarda son seçenek olarak görülen total histerektomi operasyonu tercih edilebilmektedir. Bu operasyonda rahim, serviks ve yumurtalıkların tamamen alınması gerekmektedir. Yalnızca rahmin alındığı histerektomi ameliyatları, yumurtalıkların östrojen üretiminin devam etmesinden dolayı endometriozis dokusunun oluşumunu tetikleyebildiğinden etkisiz olabilmektedir. Bu durum, endometriozis semptomlarının ve ağrının tekrar etmesine sebebiyet verebilmektedir.
Histerektomi, gebelik ihtimalini tamamen ortadan kaldıran bir yöntem olduğundan, mecbur kalınmadıkça doğurganlığı devam eden kadınlar için tercih edilmeyen bir yöntemdir.
Endometriozis hastalığının tedavisinde bütün seçenekleri bilmek ve en ideal tedavi yönteminin tercih edildiğinden emin olmak amacıyla alanında uzman tecrübeli bir hekim ile beraber hareket etmenin önemi unutulmamalıdır.
ENDOMETRİOZİS(ÇİKOLATA KİSTİ) HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR
Çikolata Kisti (Endometriozis) Kimlerde Görülmektedir?
Kadınların yaklaşık olarak yüzde 10’unu etkileyen endometriozis hastalığı, en sık 25-35 yaş aralığındaki kadınlarda görülmektedir. Toplumda oldukça sık rastlanan bir sağlık problemi olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Endometriozis hastalığına sahip kişilerin yaklaşık %60-%70’i ağrı şikayeti ile doktora başvurmaktadır. İnfertil popülasyonda görülme sıklığı ise %50’lere varmaktadır. Geri kalan kısımdaki kişilerde hiçbir semptom görülmeden kontroller esnasında ultrasonografi ile tespit edilmektedir. Asemptomatik kişilerde görülme sıklığı %1-7dir.
Endometrial İmplantlar Sıklıkla Nerede Görülmektedir?
Endometriozis genel olarak yumurtalıklarda görülen bir hastalıktır. Bunun yanı sıra fallop tüpleri, rahmi destekleyen bağlar, mesane, vajina, bağırsaklar, vajina ve bağırsak arasında yer alan rahmin dış çevresi ve kasık boşluğunu saran sınırlar ve mide ameliyatından kalma skarlarda endometriozis tespit edilebilmektedir.
Endometriozis Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıl Olmaktadır?
Laparoskopik olarak gerçekleştirilen ameliyatların sonrasında kişi açık ameliyatlara kıyasla daha kısa sürede normal hayatına dönebilmektedir. Bu süre, ameliyatın gerçekleştirildiği kişinin genel durumuna, tercih edilen ameliyata ve ağrı eşeğine göre değişiklik göstermekle beraber 7-15 gün arasında değişebilmektedir.